Boşanma Davasında Aldatmak Şiddetten Daha Ağır Bir Eylemdir
Eşler arasında evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanma davası açılmaktadır. Türk Hukuk Sisteminde belirtilen boşanma sebepleri ileri sürülmektedir. Bunlardan bazıları; zina, aldatma, şiddet gibi konulardır.
Peki bir boşanma davasında hem aldatma hem de şiddet olması durumunda kusur durumu nasıl olur? Kime tazminat verilir?
Bir örnek üzerinden giderek durumu daha net anlatalım. Bir kadın, kocasının başka kadınlarla gezerek aldattığını düşünerek kocasını bıçakla yaralamıştır. Burada kocanın kusuru eşini aldatması, kadının suçu ise kocasına şiddet uygulamasıdır. Yani hem şiddet hem de aldatma söz konusudur. Bu durumda boşanma davası açılması halinde ne şekilde karar verilir bunun üzerinde duralım.
Her ne kadar hem kadın hem koca eşit derecede kusurlu gibi görünse de, Yargıtay bu şekilde düşünmemektedir ve birinin daha ağır kusur olduğuna karar vermiştir. Burada kocanın kusurları, eşinin şiddet uygulamasına nazaran daha ağır olduğu kabul edilmektedir. Her ikisi de evlilik birliği içinde kusurlu davranmıştır ancak kocası ek olarak karısının kişilik haklarına saldırı da bulunmuştur. Bu durumda, kadın kocasından maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir.
Daha önce yaşanmış bir olaydan yola çıkarak, Yargıtay emsal bir karar imza attı. “Aldatmak şiddetten daha ağır eylem”
Evlilik birliği içerisinde, kocasını başka bir erkekle konuşup görüşerek aldatan kadına şiddet uygulayan kocası, tazminata hak kazandı. Eşini, üçüncü bir kişi ile aldatan kadın bu nedenle şiddet görmesinin üzerine; kadının eşine tazminat ödemesine ve nafaka almaması kararlaştırıldı.
Şiddet ile aldatma kıyaslandığında; aldatıldığını öğrenen eşin, haksız tahrik altında eşine basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde şiddet uyguladığı ve hakaret etmesi haksız fiile tepki nedeni ile işlenmesinden dolayı ceza verilmekten vazgeçildi.
Av. Melike Gümüş